top of page

eindhoven günlükleri (1)

dört.mayıs.ikibin.yirmi.bir



Dışarıdan tedirgin edici rüzgar ses(ler)i geliyor, camlar kapalı bir de. Uçak kalkmak için pistte hızlandığında bir yandan kendisine hayran bırakan, bir yandan da korkudan götümüzü attıran o sesi duyuyorum resmen. Önümüzdeki altı - yedi gün yağmur yağacak, hava kapalı olacak, soğuyacak gibi görünüyor. Güneş de pek bizimle olmaya niyetli değil gibi. Sabaha yürüdüğüm şu saatlerde siz deyin fırtına, ben diyeyim haddini bilmez rüzgar(lar). Nihayetinde sevimsiz, huzur bozan, Mayıs ayında olmaması gereken şey.


Şeyler.


Rüzgarı, rüzgar sesini tekil mi çoğul mu kullanmam gerektiğini bilmiyorum şu an. Bu konuyu düşünmesem de olur.


Bugün ya Instagram'da ya da Twitter'da paylaşmıştı biri: "Pinhani'nin yeni albümünü durmadan dinliyorum, İngiltere'de Elbow ne ise Türkiye'de de Pinhani odur." yazmış. Okur okumaz hak verdim ki ne Pinhani'yi ne de Elbow'u -o kadar da- dinlemedim. Çok mantıklı geldi ama, haddiden fazla bir iştahla haklı buldum paylaşımı. Sonra Pinhani'nin son albümünü ben de dinlemeye başladım, adı : Küçük Bir Evde.


Sinan'ın sesini duyunca yüzüm güldü aniden. Sinan dememin sebebi, Sezen Aksu'ya Sezen diyenlerle aynı değil. Öncelikle soyadını asla hatırlamıyorum, ikincisi aynı kampüste, aynı bölümde okumuşluğumuz, iki üç kelam etmişliğimiz, birbirimize gülümseyerek en azından bir 'günaydın' demişliğimiz var. Hayal meyal bir kere de uyduruk üniversite binamızın girişinde gitar çalıp şarkı(lar) söylediğini hatırlıyorum. Emin değilim, belki de yanlış hatırlıyorum. Ben artık her hatırladığımdan şüphe duymaya başladım, zaten hafızam her zaman çok kötüydü, şimdi bir de üstüne üç beş hatıra(m)dan emin olmama korkusu başladı. Hayırlara şerlere koşa koşa gideyim bakalım.


Sinan'ın sesini duyar duymaz gülümsedikten sonra gözlerimin şakır şakır dolduğunu fark ettim ama, itiraf edeyim. Hah sıçtık. Öylesine seçtiğim şarkının sözleri, müziği de dokunmuş olabilir tabii ki. Bugün zaten durgundum, hissiz ve çokça uyuşuktum. Kendimi zorla yattığım yerden kaldırıp yürümeye ikna etmek on yedi asır sürdü. Kulaklıklar kulaklarımda, bizim sokaktan geçerek pek sevdiğim semtimizde dolanırken o çok bayıldığım evlere bakmak çoktan iyi gelmişti aslına bakarsan da Sinan'ın sesi, albümün 'o' şarkısı beni hızlıca biraz daha iyi edince gözlerim aniden doldu galiba. Sonra ahretliğime, Sibel'e bi sesli mesaj atarım birazdan diye düşündüm, o da beni biraz kendime getirdi. üstümdeki kir pas yavaş yavaş uçtu gitti. Burada adına Lodos denmeyen ama ona çok benzer etkiyi yaşayam rüzgardan nefret mi ediyorum, o insanın içine giren ılıklığından zevk mi alıyorum asla karar veremeyerek yürüdüm. Ön camında iki heykel olan o güzel ev satılmış onu gördüm. Hemen yapıştırmışlar tabelaya: VERKOCHT! Sağlıklı güzel günlerde oturun sevgili yeni ev sahipleri, şen kahkahalarınız salınsın umarım bahçenizden.


Mahalle evlerinin önünde rengarenk laleler var, açmışlar arsız arsız, inanılmaz güzeller. Fotoğraf çekmek istesem de insanların bahçesine girmek istemedim durduk yere. Yani evde bizim de lalelerimiz var aslında ama onlar vazo lalesi. Bu bahçedekiler daha tomar tomar, daha yabani, daha rengarenk, insanın aklını çeliyorlar.




Neyse ki kiraz çiçekleri böyle değil, kimsenin bahçesinde, özelinde değiller. Semtimizin tatlı parkında salınıyorlar ağaçların o zarif dallarında. Parkın çevresindeki güzelcecik evlerin önünde dalları -hala- kel birbirinden zarif ağaçlar var, ne ağacı olduklarını bilmiyorum. Onların önündeyse bizim kiraz ağaçları.Bugün bir ara güneş açtı, bulutlar kenara çekildi, göğün mavisi daha canlı, ne ağacı olduğunu bilmediğim ağaçların dalları daha cesur gözüktü. Parkın çimlerinde gülerek, şakalaşarak spor yapan gençler vardı, iki beyaz akıllı köpek koşuyordu, bir köşede dar AŞORTMANINI çeke çeke enerji içeceğini yudumlayan esmer kavruk bir oğlan vardı. Bir banka ben de oturup boş boş hayata baksam mı diye düşünürken Sinan kulaklarıma şöyle fısıldadı:

" Çok alıştım sana, hadi öldür beni

Bu giden halini bana gösterme

Bi gülümse bana, ya sevindir beni

Gideceksen bari bana belli etme "




84 views
bottom of page