Atina'ya gelen ya da gelmeye niyeti olan bütün tanıdıklarımdan genelde "e hazır oraya kadar geldik, bir de ada mı görsek?" cümlesini duyarım. Doğru; Yunanistan yüzlerce şahane adası ile meşhur bir ülke ancak her ada o zannettiğimiz adalardan değil. Daha doğrusu şöyle açıklamak lazım; o hani takvimleri yapılan, mavi kubbeli beyaz kiliselerin, daracık taş sokakların olduğu, o asıl görülmesi gereken adalar Kiklad Adaları ve onlar Atina'ya bir taş atımı mesafesinde değil. En yakın Kiklad Adası Andros, ona da ulaşması iki saat sürüyor, hem de şehre en yakın liman Pire'den değil, daha uzağında bulunan ve Atina'dan gitmesi en az bir saat süren Rafina'dan kalkıyor feribotlar. Üç saat diyelim işte. O yüzden, zaten topu topu 3 gün ayırdığınız Atina seyahatinize sabah gideyim akşam döneyim adası eklemek istediğinizde şeçenekler azalıyor.
Atina'ya en yakın takımada grubu Saronik Adaları; İdra (Hydra) Adası da bir seçenek ancak İdra'ya gidiş günübirlik bir gezi için hem pahalı hem de İdra'nın kendisi biraz kokoş. Üstelik sadece kayalardan denize girilebildiği için kum plaj severleri mutlu etmez. Spetses İdra'dan da uzakta, dolayısıyla ulaşım masrafı daha çok olan şahane bir ada, gitmedim ama hakkında çok güzel şeyler duymakla beraber bir de çok pahalı olduğunu duydum. "Haritaya baktım, Atina'nın dibinde Salamina diye bir ada buldum, peki ona ne diyeceksin?" derseniz "gitmeyin" diyeceğim. Salamina, kuzeyinde askeri üs olan ve tam karşısındaki Yunanistan anakarasında rafineri olduğu için denizi hiç de güzel olmayan, sevimsiz bir ada, görülecek bir yanı yok. Elimizde Aegina kalıyor ki onun hakkında da bir yazı bulunuyor. O da fena olmayan ama sahillerinden veya plajlarından çok, Atina ahalisinin özellikle hafta sonları yemek içmek ve Aziz Nektarios adına yapılan kilisesinde ibadet etmek için tercih ettiği bir ada. Üstelik adanın başka bir bölümüne gitmek isterseniz ya araba kiralamanız ya da feribotların yanaştığı limandan pek de sık olmayan aralıklarla kalkan otobüslere binmeniz lazım ki bu da işinizi zorlaştırıyor.
İşte Agistri adası bu noktada imdadımıza yetişiyor. Agistri, aslında Aegina Adası'nın da uzağında ama Pire'den kalkan deniz otobüsü benzeri (arkadaşlara Flying Folphin deniyor) araçlarla 55 dakikada ulaşılan minicik ve huzurlu bir ada. Ulaşım için iki seçeneğiniz var, Flying Dolphin kullanırsanız (deniz otobüsü benzeri, tamamen kapalı deniz ulaşım aracı) 55 dakikada Megalochori'ye, "yok ben püfür püfür, sakin sakin gitmek istiyorum." derseniz bildiğiniz feribotlarla 1 saat 40 dakikada Skala'ya ulaşıyorsunuz. Yeme içme, konaklama ve plaj seçenekleri Skala'da daha çok, bu minicik adanın kalbi Skala'da atıyor diyebiliriz. O yüzden tavsiyem Megalochori'ye sizi getiren Flying Dolphin arkadaşımızdan indikten sonra hemen iskelede bekleyen otobüse atlayıp Skala'ya gelmeniz. Ha bu iki yer arasındaki mesafe sadece 2 km bu arada, ben yürümeyi tercih ettim, 20 dakika sürdü. deniz kenarından sakin sakin dümdüz yürüyorsunuz zaten, hiçbir zorluğu yok.
Skala, bir sahil caddesi ve onu eğri büğrü kesen 3-5 sokaktan oluşuyor zaten. Her türlü ihtiyacınızı karşılayacak balık restoranı, geleneksel Yunan tavernası, ayaküstü atıştırabileceğiniz souvlaki-çöp şiş mekanları mevcut, plajlar genelde adadaki barlar tarafından işletiliyor, gözünüze kestirdiğiniz bi plaja hiç çekinmeden kurulabilirsiniz. Giriş parası diye bir saçmalık yok, sizden sadece kahve / çay / bira artık o an canınız ne isterse onu tüketmenizi istiyorlar, onu da bir zahmet tüketin zaten, Yunanistan'da plajda freddo espresso ya da freddo cappuccino içmeden olmaz, ayıp! Skala'da bulunan plajlar genelde kum ya da ufak taş içeriyor, çoluğunuz çocuğunuz varsa rahat edersiniz. Skala'da bunların dışında iki üç mini market, bir iki hediyelik eşya satan mağaza, bir fırın, bir eczane ve bisiklet kiralama mekanları var; hepi topu bu kadar. Ada çoğu Yunan adasının aksine yemyeşil ve çam ağaçlarıyla dolu, insanın yürürken içi açılıyor. Mimari açıdan herhangi bir özelliği yok, tek veya iki katlı ada evleri ile dolu, öyle Mikonos ya da Santorini gibi pitoresk bir ada beklemeyin.
Bir gün içinde gidip dönecekseniz Skala size haydi haydi yetecektir ancak adada biraz daha uzun kalmaya niyetiniz varsa ya da bir günlüğüne gelmiş olsanız bile -ısrarla- tavsiye edeceğim bir plaj olacak: Chalkiada! Aşağıda fotoğrafını gördüğünüz bu muhteşem plaja ulaşmak pek kolay değil, ancak ulaştığınızda derin bir nefes alıp tadını çıkaracağınıza eminim. Skala'da bulunan feribot iskelesini solunuza alıp yukarı doğru yürümeye başlarsanız, birbirinden güzel evlerin, otellerin bulunduğu dar bir sokakta bulacaksınız kendinizi bir süre sonra. Yaklaşık 15 dakika sonra, o yol artık bitecek ve karşınıza bir orman yolu çıkacak, hiç çekinmeden yürümeye devam edin, ormanda bir 5 dakika yürüdükten sonra (ki kamp yapmak yasak olmasına rağmen çadırları göreceksiniz) kocaman bir kayanın üstünde nefes kesici bir manzaraya bakarken bulacaksınız kendinizi. Chalkiada plajı aşağıda sizi bekliyor olacak. İşte bu kısımda biraz dikkatli olun derim, ciddi ve çok dikkatli bir şekilde kaya oyuklarını kullanarak aşağı inmeniz gerekiyor. belinizde, bacağınızda problemler varsa tavsiye etmem, çocuğunuz varsa da tavsiye etmem. İmkansız değil ancak insanın gözü başta bir korkuyor, haberiniz olsun. Chalkiada'ya giderken yanınızda mutlaka su, atıştırmalıklar olsun, bu tarz şeyleri satın alabileceğiniz bir kantin ya da büfe yok. Plaj ayrıca nüdistlerin de tercih ettiği bir yer, önceden uyarayım, mayo giymiş olmanız biraz yadırganıyor bile hatta.
"Hiç o toplara giremem ben." diyorsanız dediğim gibi ya Skala'daki plajları ya da Skala - Chalkiada arasındaki yolda bahsettiğim şirin otellerin düzenlenmiş plajlarını tercih edebilirsiniz. Ben, son gün, oram buram kumla dolmasın diye Kekrifalia oteli'ni tercih ettim, çok da memnun kaldım. Otelin restoranından istediğiniz yiyeceği, içeçeği sipariş edip, aşağıya taş plaja gidip şezlongunuza yerleşebilir, merdivenle girdiğiniz muhteşem denizde saatlerce yüzebilirsiniz. adada benim göremediğim ancak övgüyle bahsedilen iki plaj daha var: biri Dragonera diğeri ise Aponisos. ikisine de otobüsle ya da bisikletle gidilebiliyor ancak, Dragonera 4, Aponisos 8 km uzaklıkta zira. Aponisos plajında kendi halinde, oldukça tatlı bir taverna da varmış hem, yani yanınızda yiyecek içecek götürmenize de gerek yok.
İster sabah gidip akşam dönmeye, isterseniz birazcık kalıp kafa dinlemeye niyetiniz varsa, Agistri adası sizi oldukça mutlu edecektir. Hem Atina'ya çok yakın hem de ulaşım, konaklama, yeme içme çok hesaplı. Kendi halinde, tatlı ada insanlarıyla dolu, yemyeşil, minicik bir ada. Ha bir de biraz rüzgarlı olduğunu söyleyeyim; yanınızda bir ince hırka, bir gömlek, bi kapalı ayakkabı mutlaka olsun, sonra benim gibi üşümeyin. Şimdiden herkese iyi gezmeler.