Yunanistan'da kutsal Paskalya haftasına çoktan girdik. 13 nisan 2017 itibariyle de işi gücü bırakıyor, tatil ve kutlama havasına giriyoruz iyice. Peki, neredeyse Noel'den bile daha çok önemsenen ve daha bir coşkuyla kutlanan Paskalya'da neler olup bitiyor merak ediyor musunuz? O halde ben de bildiklerimi ve öğrendiklerimi kısaca yazmaya çalışayım. Rengârenk yumurtaların, mis gibi çöreklerin, kuzu çevirmelerin zamanı Paskalya'ya hoş geldiniz!
Öncelikle Katolik Paskalya ile (Yunan) Ortodoks Paskalya takvimlerinin farklılığından bahsedeyim. Ortodokslar Paskalya için jülyen takvimini kullanırlarken geri kalan arkadaşlarımız miladi yani gregoryan takvimini kullandıkları için Paskalya tarihleri genelde farklı oluyor. Genelde diyorum zira bazı yıllar çakışabiliyor. Bu yıl olduğu gibi. Ondan bir sonraki çakışma ise 2034 yılında. artık kim öle kim kala o zamana kadar, göreceğiz. Yunan Ortodoksları ve Slav Ortodokslar arasında bir takvim farkı var mı onu bilemiyorum. Din beni zaten çok yoran bir hadise, o kadarını araştırmadım artık.
Kali Sarakosti yazısında, 40 günlük orucu ve neler yenilip yenilmediğini anlatmıştım. İşte artık orucun son günlerindeyiz ve Paskalya öncesi Pazar (Palm Sunday) itibariyle her gün farklı kutlamaların yapıldığı bu haftada, Paskalya öncesi Perşembe günü itibariyle neler yapılacağına bir bakalım.
Kutsal Perşembe İsa'nın çarmıha gerilişinin yasının tutulduğu gün olarak biliniyor. Sabah Paskalya çörekleri Pazar günü yenmek için pişirilecek, yumurtalar İsa'nın kanını ve hayatı temsilen kırmızıya boyanacak. Kimileri boyanan ilk kırmızı yumurtayı, evde, ikonaların olduğu yere koyup, bu şekilde şeytanı uzaklaştırdığını da düşünüyormuş bu arada, ilave bilgi. Akşam ise inançlı Ortodokslar yas tutmaya kiliseye gidecek.
Cuma günü haftanın en kutsal günü, yemek pişirmek dahil hiçbir işin yapılmaması lazım, tüm gün İsa'nın yasını tutarak geçirilmeli. kiliseler gün boyu yavaşça, yas çanları çalacak, kadınlar ve çocuklar kiliselere gidip İsa'nın temsili tabutunu çiçeklerle süsleyecek.
Cumartesi günü ise Kudüs'ten gelen ve gece boyunca fenerleri yakmak için kullanılacak olan ateş, askeri uçakla ülkeye getirilecek. Ben bu kısmın şaka olduğunu düşünmüştüm ama gerçekten de böyleymiş; bildiğin Kudüs'ten yaldır yaldır uçak geliyor, papazlar kutsal ateşi oradan alıp geceyarısı ayini için kendi kiliselerine götürüyorlar falan. Tüm bunlar olup biterken kadınlar, Pazar günü için yemek yapmaya, erkekler ise Pazar günü çevirilecek kuzuyu kesmeye adıyor kendini. Cinsiyetçi rol ayrımının doruklarındayız sayın seyirciler.
Cumartesi'yi Pazar'a bağlayan gece, fenerli ayinden sonra genelde ciğerden yapılan (kuzu kesildi ya) mageiritsa çorbası, boyanmış yumurtalarla ve gün boyu hazırlanmış diğer yemeklerle mideye indirilecek. Pazar günü ise ver coşkuyu günü! Kuzular, oğlaklar çevriliyor, danslar ediliyor, şaraplar içiliyor ve Paskalya tüm Yunanistan'da kutlanıyor.
Bütün bu yazdıklarım harfi harfiyen uygulanıyor mu bilemiyorum ama Yunanistan dinine düşkün bir ülke ve en "dinle alakam yok" diyen Yunan bile aslında bütün bu gelenekleri sürdürmekten gocunmuyor. O yüzden tüm ülkede, hepsi olmasa bile yukarıda yazılan çoğu şeyin gerçekleşeceğine eminim. Zaten (dinden bağımsız) bayram dediğin biraz da yıl boyunca yapmadığın şeyleri yapmak, görmediklerini görmek, ailenle bir masada oturup toplaşmak, dünyanın ve hayatın hâlâ iyi bir şey olduğunu hissetmek için gerekli. O yüzden çok da sorgulamanın anlamı yok.
O zaman Yunan (Ortodoks) tayfa başta olmak üzere herkese "καλο πασχα" (mutlu Paskalya) dileklerimi ileteyim ve bir sonraki yazıda görüşmek üzere, esenlikler dileyeyim.